The Guardian’ın haberine göre Speculoos-3b adı verilen kayalık dünya, Dünya’dan 55 ışık yılı uzaklıkta olup, güneşin yarısı kadar sıcak ve 100 kat daha az parlaklığa sahip ultra soğuk bir kırmızı cüce olan ev sahibi yıldızın önünden geçerken tespit edildi.
“Gezegenimizle hemen hemen aynı büyüklükte” olarak tanımlanan yeni keşfedilen dünya, her 17 saatte bir kırmızı cücenin etrafında dönüyor ve gezegendeki bir yılı tek bir Dünya gününden daha kısa hale getiriyor.
Ancak Speculoos-3b’de yıllar kısa olsa da gündüzler ve geceler hiç bitmiyor. “Gezegenin eşzamanlı olarak döndüğüne inanıyoruz, böylece gündüz tarafı olarak adlandırılan aynı taraf, tıpkı Ay’ın Dünya’ya yaptığı gibi her zaman yıldıza dönük olur. Öte yandan, gece tarafı sonsuz karanlığa hapsolacaktı” dedi Belçika’daki Liège Üniversitesi’nden gökbilimci ve çalışmanın başyazarı Michaël Gillon.
Bu, Dünya’dan 40 ışık yılı uzaklıktaki bir başka soğuk kırmızı cüce yıldız olan Trappist-1’in etrafında yedi kayalık dünyanın tespit edilmesinden sonra, böyle bir yıldızın etrafında keşfedilen ikinci gezegen sistemidir.
Araştırmacılar gezegeni, yıldızının önünde dolaşırken yıldız ışığında kararmaya neden olduğunu fark etti. Geçiş, Speculoos küresel robotik teleskop ağı tarafından tespit edildi.
Ultra soğuk kırmızı cüce yıldızlar galaksimizdeki yıldızların yaklaşık %70’ini oluşturur ve yaklaşık 100 milyar yıl boyunca hayatta kalırlar; bu da onları evrende parlayan son yıldızlar olmaya aday kılar. Çok sönük ve gökyüzüne dağılmış olduklarından, gökbilimciler önlerinden geçen gezegenleri tespit etmek için onları birkaç hafta boyunca gözlemlemek zorundalar.
Kırmızı cüce yıldızların uzun ömrü, onların etrafında dönen gezegenlerin yaşamın ortaya çıkmasına yetecek kadar sıcak olabileceği anlamına geliyor. Ancak Speculoos-3b durumunda her yaşam son derece zorlu bir ortamla karşı karşıya kalacaktır. Gezegenin dar yörüngesi, radyasyon bombardımanına maruz kaldığı ve saniyede Dünya’dan neredeyse 16 kat daha fazla enerji aldığı anlamına geliyor.
MIT’de gezegen bilimcisi ve Speculoos Kuzey Gözlemevi ve Artemis teleskopunun eş direktörü Julien de Wit, “Böyle bir ortamda, gezegenin etrafında bir atmosferin varlığı pek olası değil” dedi.